21 Ocak 2010 Perşembe

20 NİSAN'A KADAR 1 MİLYAR SALAVAT-I ŞERİFE KAMPANYASI !

Güllerin Efendisinin doğum günü yaklaştıkça heyecanlanırız. Herzaman ona Salat ve Selamlarımızı göndeririz. Ancak O'nun miladı doğum haftası yaklaştıkça O'nu hatırlama ve O'nun biz ümettine daha çok şefaat etmesi için gönüllerin O'nu hatırlamasına gayret etmekteyiz.


Bu vesileyle Güllerin Efendisinin doğumunun yaklaştığı şu günlerde şumullü bir dua olması adına ve Efendimizin Allahın izniyle her yaptığımız Salavat-ı Şerife neticesinde bize mukabelede bulunmasına adına; Samanyolufanları.com sitesi olarak



"20 Nisan'a kadar 1 Milyar Salavat-ı Şerif'e



Okuma ve Okutma Kampanyasını" başlatmış bulunuyoruz.


Sizlerden istirhamımız; 20 Nisan'a kadar müsait olduğumuz heranda O'na Salavat-ı Şerife okuyalım... Sadece biz okumayalım çevremizdeki insanlarada okutalım...


Hedef büyük ama bu hedefin altından biz samanyolu fanları kalkarız inşeallah... Günde sadece beş-on dakika ayırdığımızda bile 2000-3000 civarında okuyabildiğimizi düşünürsek... hedefimizide önümüzdeki 90-95 gün boyuncada vaktimiz olduğunu düşünürsek... Hallederiz inşeallah... Rabbim yardımcımız olsun...

Salavat-ı Şerife Almak için;




HEDEF... 1 Milyar....

KEMAL GÜLEN'E GELEN SÜRPRİZ TELEFON !

Samanyoluhaber TV ana haber sunucusu ve samanyoluhaber.com yazarı Kemal Gülen Bey üçüncü kez baba oldu. Yeni doğan bebeği için bir yazı kaleme alan Gülen, doğum öncesi ve sonrası duygularını kendine has üslubuyla anlattı.İşte Kemal Gülen'in "BABA BEN GELİYORUM" başlıklı o yazısı:

Sema'dan gelen kutsal emanet.Acı acı çalan zilin sesi adamı şaşkına çevirdi.Kimdi gecenin bu saatinde gelen? Önce kapıya koştu soğuk bir kış gecesinin sert esintilerini bütün bedeninde hissetti. Kimse yoktu.Birden, ambulans sirenlerini andıran bu sesi hatırladı; eşinin telefon ziliydi. Kaç kere bunu değiştirmesini istemişti eşinden hâlbuki. “Az daha yüreğimize inecekti” diye mırıldandı.Telefon tuz basılmış yara yanığı gibi acıtıyordu. Zor buldu karanlıkta tarihi eser denilecek kırattaki zımbırtıyı. “Yahu bu zımbırtı nasıl açılıyordu? Y miydi? N miydi? Aman birine basayım” dedi ve kulağına tuttu.Ses tanıdıktı.Yüreği bu kez gerçekten hoplamaya başladı. Bir eliyle telefonu tutuyor diğer eliyle ışığı yakmaya çalışıyordu. “Hanım, hanım hele kalk bak ki telefonda kim var”!.Baba ben geliyorumGel oğlum; biz de merakla, hasretle seni bekliyoruz.Havalar nasıl? Ne var ne yok oralarda?İlkbahar, yaz; sonbahar, kış; bildiğin gibi evladım.Nasıl yani!.Adam bir önceki cümlesini hatırladı; “heyecandan olmalı böyle cümle kurulur mu yahu” diye hayıflandıİşte, ne soğuk ne sıcak; biraz ılık biraz kurak.Bana biraz havadis verir misin? Buradakiler gibi mi sizin memleketin insanları...Oradakiler nasıl ki?Hepsi harika varlıklar: güleryüzlü, sıcakkanlı, yardımsever, cömert, şefkatli bana gözleri gibi bakıyorlar...Adam bir an düşündü oğlu onu nereden arıyordu ki? “Kereta dalga geçiyor benimle” diye düşündü.Buralar da iç güvesinden hallice evlat.Anlamadım?Adam “bu çocuk da iyice unutmuş buraları, bunu bilmeyecek ne var” diye geçirdi içinden.Peki, ne zaman geliyorsun seni karşılamak istiyoruz...Buradan biletimi kestiler “artık geri dönüş yok” dediler. Hemen bu gece beni size gönderiyorlar; bana hazır mısınız?Hazırız tabi yavrum. Geleceğini biliyorduk, seni gönderenler bizi de aramışlardı ama bu gece gelmen sürpriz oldu. Saat kaçta bineceksin?Bindim bile. Sizi Sema'dan arıyorum..Adam bir eliyle ahizeyi kapattı; hanımına dönüp bağırmaya başladı.“Hanım kalk bizim oğlan uçakla geliyormuş bizi semadan arıyor” .Telefonu tekrar kulağına koyarken “bir de uçaklarda telefon ile konuşmayın, elektronik zımbırtıları bozuyor derler..teknolojinin canın yiyeyim” diye mırıldandı..Oğlum kaçta ineceksin? Hangi havalimanına geleceksin...Baba ben indim bile...Oğlum sen semada mısın yerde misin?- Baba ben Sema'dayım.“Allahım hem semadaymış hem yerde, bu gelen kim? nasıl kulun böyle.sen benim aklıma mukayyet ol”.Sakın bir yere ayrılma hemen geliyorum seni almaya.bana bulunduğun yeri tarif et ki seni tanıyayım...Bir saniye şöyle etrafıma bakayım...Ne görüyorsun?Geldiğim yerdekilere benzeyen şeker şerbet insanlar,herkes de nasıl gülüyor bana.bunlar beni tanıyor mu baba?Hostesler mi ?Hayır baba, bunlar beyaz yakalılar, gamzeliler; biraz da terliler.Hasbunallah bu soğukta ne teri oğlum, sen iyi misin? Bana yerini söyle etrafında bir yazı bir işaret var mı?Aaa ! şu sütunun üstünde bir yazı var,biraz sabret şu gözlerimi bir açayım...Ne yazıyor oğlum ne yazıyor..“Sema Hastanesi Yeni Doğan Bölümü” yazıyor..Aman Allahım ! Başka gördüğün bir şey var mı?Bir de yakasında Dr.Gülçin yazan, benim ilk defa gördüğüm muhteşem bir varlık var.Geldiğim dünyadakilere benziyor..Alo alo, baba çok müthiş biriyle karşılaştım burada.Kim oğlum? Kim ile karşılaştın?Beni gönderenler yanımda bir melekle göndereceklerini söylemişlerdi ve ben onu “Anne” diyerek çağıracakmışım.Benim bu dünyadaki koruyucu meleğim o olacakmış.İşte onu da gördüm.O hepsinden parlak, hepsinden sevimli.Geldiğim dünyada bile böylesine rastlamadım..Anladım oğlum, nerede olduğunu anladım; seni almaya geliyorum. Az daha bekle.İyi de ben seni nasıl tanıyacağım babacığım, seni de ilk kez göreceğim.Hani senin koruyucu meleğin “annen” var ya; işte onun yanıbaşında gözünde inci misali gözyaşı taşıyan birini görürsen işte o benim. Senin baban.Hoşgeldin dünyamıza güzel yavrum, hoş geldin gülen bebe, hoşnutluk getirdin Esat Gülen.Adam oğlunu almaya gitti , adamlar oğullarını almaya gittiler ve bir gün oğullar adam olmaya gittiler.Samanyoluhaber.com olarak biz de kendisini tebrik ediyor, Esat bebeğe ise hayırlı ve sağlıklı bir ömür diliyoruz...Allahım bütün yavruları milletimize bağışlasın.Samanyoluhaber.com 12.01.2010 12:58:03


Bizde SamanyoluFanlari.com Ailesi olarak Kemal abi'yi ve Eşini kutluyor,Esat bebeğe hayırlı ve uzun ömürler diliyoruz...
www.samanyolufanlari.com

16 Ocak 2010 Cumartesi

BİR OYUNCU İZLEYİCİLERİN UMUTLARINI NASIL KIRAR?

Bir oyuncu nasıl izleyicilerin umutlarını kırar!..
Tek Türkiye’nin Dila Hemşiresi olarak gönlümüze taht kuran güzel oyuncu Müjgan Gönül, geçenlerde bir gazetenin okurları tarafından yılın en umut kıran oyuncusu seçilmiş.
Bizde vakit kaybetmeden soruyoruz Müjgan Gönül’e Tek Türkiye’nin Dila’sı neden umut kıran seçildi sizce?
Bu olayı şöyle açıklamak istiyorum. Her zaman Tek Türkiye yayınlandıktan sonra usta tiyatroculara seyrettiriyorum kendimi ve soruyorum abartılı mıyım hatalı mıyım diye. Yorumlayanlar en çok da bu sezon olumlu yönde geliştiğimi söylüyor. Müjgan Gönül olarak değil Dila olarak umutları kırılmıştır. Dila sabırlı, aşık ve çok naif bir kızdı. Bu sezon ki bazı hırçınlıkları ister istemez olumsuz karşılanabilir. Ama ben benden isteneni oynuyorum. Kaldı ki bazı yerlerde kelimeleri bile değiştiriyorum Dila’nın kişiliğine uysun diye. Belki de aradan 6 yıl geçmesine alışamadı insanlar. Altı yılda çok fazla değişir insan. Evlilik bile insanları değiştirir. O yüzden en gerçekçi haliyle görüyoruz Dila’yı.
İlk zamanlar biraz hırçındı ama hapishanede sanki eski Dila’yı görüyor gibiyiz.
Evet, bende tam ona değinecektim. İlk bölümlerde oğlunun canından endişe ettiği için çok riskli anlar atlattı. Fakat artık riskte olan kendi canı. Ve Dila kendinden bekleneni veriyor bu sahnelerde. Daha da güzel sahneler bekliyor Dila severleri.

1 Ocak 2010 Cuma

31. AVRASYA MARATONU BASIN TEŞVİK ÖDÜLLERİ













31.Kıtalararası İstanbul Avrasya Maratonu Basın Teşvik Yarışması’nda dereceye girenler ödüllerini aldı.
Gazeteciler arasında haber, yorum, fotoğraf, seri haber, röportaj ve görüntü dallarında düzenlenen yarışma sonucunda kişiler ödüllerini WOW Hotel&Convention Center Zeus Salonu’nda yapılan törende aldı.

Ödül töreninde kanalımız Samanyolu TV Seri Haberde ödüle layık görüldü.

www.stv.com.tr

RÜYASINI RADYOYA TAŞIDI...


Televizyon izleyicisinin bir dönem Samanyolu'nda ekrana gelen 'Mavi Rüya' dizisinden tanıdığı Melda Bekcan, şimdilerde sesini Dünya Radyo'daki (93.5) Mavi Rüya programıyla duyuruyor.

Aynı adla Aksiyon dergisinde de köşe yazan oyuncu, radyo macerasını şöyle anlatıyor: "Radyo, televizyona kıyasla daha rahat ve samimi bir ortam ve ben ikisinden de farklı tatlar alıyorum." Cumartesi günleri 16.00 ile 19.00 arası yayınlanan programda dinleyicilerin sıkıntılarına çözümler aranıyor. Programa hafta boyunca öne çıkan bir konu hakkında söyleşi yapmak üzere bir uzman da davet ediliyor.

ZAMAN